a

Topraklarımızın Önemi

Tüm maddi varlığımızın temeli olan topraklarımızın ne kadar farkındayız?

ad826x90

Dünyada yaşayan bütün varlıkların ortak başlangıcı olan toprakla başlamak istedim ikinci yazıma… Tüm maddi varlığımızın temeli olan topraklarımızın ne kadar farkındayız, ezip geçerken ne kadar kıymetini düşünüyor ve biliyoruz? Toprak bize kucağını açarken, aynı zamanda sarmalıyor, karnımızı doyuruyor, manevi olarak da huzur veriyor. Üzerinde çıplak ayakla yürüdüğümüzde stresimizi bile alıyor.) Peki zirai bakış açısından topraklarımızın durumu ve sorunlarının çözümleri neler? Bu konuda Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB) Genel Başkanı Şemsi BAYRAKTAR altına imzamı atacağım, yüzde yüze katıldığım bir yazıyla genel durumu ortaya koymuş. İki bölüm halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.

ad826x90

“İnsanlığın doğal kaynak olarak en önemli varlığı topraktır. Ancak bizler toprağa önem vermeyerek onu kaybetmekteyiz”.

Birleşmiş Milletler toprağa yönelik farkındalığı arttırmak ve kritik öneme sahip bu kaynağın kullanımını teşvik etmek için 2015 yılını Uluslararası Toprak Yılı ilan etmiştir, bu vesileyle toprak, canlıların yaşamsal ihtiyaçları için gerekli besin maddelerini hem temin ettikleri hem de barındıkları bir ortam olarak vurgulanmıştır.

“Toprağı değerli ve yaşam için gerekli kılan, kuşkusuz besin maddeleri için kullanılan tahıllar, sebze ve meyvelerin toprakta yetiştirilmesi, hatta hayvansal gıdaların elde edilmesine yönelik hayvanların beslenmesinde kullanılan yem bitkilerinin üretimi, kısacası gıda güvencesi için büyük öneme haiz olmasıdır.

TOPRAĞA İLGİ ARTTI

ad826x90

Dünya nüfusunun artmasına bağlı olarak insan ve hayvanlar için gerekli gıda ve barınmaya olan talep, toprağa olan ilgiyi de arttırmış, toprak ve su kaynakları, dünyada yaşanan sanayileşme süreci ve hızlı nüfus artışıyla birlikte, aşırı kullanıma maruz kalmıştır. Başka bir ifadeyle, doğal kaynakların bilinçsizce kullanımı ve bunun sonucunda meydana gelen kayıplar ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.

EVRENSEL EMANETİMİZE SAHİP ÇIKMIYORUZ

Hal böyleyken, bugün gelinen noktada dünyamız, insanlığın geleceği için evrensel emanet olan topraklarımızın doğru kullanılmaması sonucu tehditlerle karşı karşıya kalmıştır.

Bu olumsuzluklardan soyutlanamayan ülkemizde de toprak-su varlığındaki kullanma durumu ve buna bağlı olarak çıkan olumsuzluklar, yıllar itibariyle artma eğilimine girmiştir. Sınırlı ve sonlu olan toprak kaynaklarındaki kayıplar ve bu kayıplara karşı zamanında önlem alınmaması ülkemize pahalıya mal olacaktır.

ad826x90

Dünyadaki küresel ısınma ve gelişmekte olan ülkelerin artan gıda ihtiyacı, günümüze kadar önemli bulunmayan, sanayi ve turizm amaçlı kullanımının özendirildiği tarım arazilerinin önemini bir anda gündemde ilk sıralara çıkarmıştır.

TARIM TOPRAKLARININ DEĞERİNİ BİLMİYORUZ

Ülkemizde ise, toprağın ve özellikle tarım topraklarının önemi halen kavranabilmiş değildir. Her ne kadar özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda çok sayıda traktörün yurdumuza girmesiyle işlenen tarım arazileri nüfus artışı ve nüfus artışına bağlı olarak büyüyen ülke ihtiyaçları, tarımsal alanların büyümesini ve üretimin arttırılmasını zorlamışsa da daha sonraki yıllarda tarım topraklarımız azalış sürecine girmiştir.

EROZYON BAŞTA GELİYOR

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) tahminlerine göre dünyadaki toprakların üçte biri erozyon, sıkışma, tuzlanma, topraktaki organik ve besleyici maddelerin azalması, asitleşme, kirlilik ve betonlaşma gibi sürdürülebilir olmayan arazi yönetim uygulamaları yüzünden verimsizleşmektedir.

“Ülkemiz topraklarının en önemli sorunları, tarımsal arazilerimizin amaç dışı ve yanlış arazi kullanımından kaynaklanan erozyon, tuzluluk ve çoraklaşmadır”.

Yazının devamında, bu sorunlara karşı neler yapılabilir bunlara devam edeceğiz. Selam ve sevgilerimle..

Yasemin ALPAĞUT

Zir.Yük.Müh.

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Hacı Bektaşi Veli

HIZLI YORUM YAP