35,2005
36,6276
2.963,45
14 Mayıs 2024 Salı
‘Sevgili dostlar bugün sizlere çoğumuzun yanlış, bir kısmımızın hiç tanımadığı anadoluyu islamla mayalayan Horasan erenlerinden büyük mutasavvıf mürşid Hacı Bektaşi Veli merhumdan bahsedeceğim. 1209 yılında doğdu. Anadolu’ya Horasan’dan gelen Hacı Bektaş-ı Veli, Horasan Erenleri olarak bilinen Hoca Ahmet Yesevi’nin yolunu izleyen erenlerdendir. Hocası, Ahmet Yesevi’nin talebelerinden olan Lokman Perende’dir. Kırşehir’e yerleşip orada kurar dergahını. Onun dergahından yetişen birçok veli, Anadolu’nun ve Balkanlar’ın İslamlaşmasında öncü vazifeler ifa eder. Sarı Saltuk Rumeli’de, Geyikli Baba Bursa’da, Karaca Ahmet İstanbul’da kilitli gönülleri, kapalı kapıları açan birer anahtar gibidirler. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş ve yayılışında ilham kaynağı velilerden olan Hacı Bektaş-ı Veli, yeniçerilerin de piriydi aynı zamanda. Yeniçeriler törenlerde Gülbank çeker, bu duada pirin adını zikrederdi. Anadolu’daki halktan İstanbul’daki tebaaya kadar birçok gönüle girmeyi başarmış bu velinin yolu, Bektaşilik adı altında yaşadı yıllarca. ESERLERİ Velayet-name-i Hacı Bektaş-ı Veli Makalat Kitabu’l Fevaid Şerh-i Besmele Şathiyye Makalat-ı Gaybiyye ve Kelimat-ı Ayniyye Hacı Bektaşi Veli’nin makallat ( makaleler) adlı eseri Allah’a ulaşmada takip edilecek 4 kapı 40 makamdan bahsetmektedir. Dört kapı deyince Şeriat, Tarikat, Hakikat, Marifet”tir. Kırk makam bu dört kapının içerisinde sayılmaktadır. Şeriat; henüz olgunlaşmamış,inancı ve din kurallarını yeterince bilmeyen insanların topluma zarar vermemesi için din kuralları içerisinde eğitilmesi. Tarikat; Dış engellemelerden kurtularak kendi istek ve arzuları doğrultusunda, iyilikleri esirgemeden yaşama dönemidir. Marifet; Eğitim seviyesini yükseltmek, düşünce ve duygularıyla yaşamak,inançta tanrısal sırlara ermek.Hakikat ; İnançsal anlamda en yüksek mertebeye ulaşmak, kendisini hakla bütünleşmiş olarak görmek. Hacı Bektaşi Veli bir söyleşinde Dört kapıdan bahsederken ; “Kul, Tanrı’ya Kırk Makamda erer, ulaşır,dost olur. Bu makamların onu Şeriatın içinde, onu Tarikatın içinde, onu Hakikatın içinde, onuda Marifetin içindedir. “Dört Kapı, İnsanın yaşamında Hak’ka ulaşma için verdiği manevi uğraşıda birer aşama olduğu söylenir. Şeriat Makamları : İman etmek. İlim irfan öğrenmek, İbadet etmek, Kötülüklerden uzaklaşmak, Ailesine faydalı olmak. Çevreye ve topluma zarar vermemek, Yol önderinin emirlerine uymak, Şefkatli olmak, Temizliğe önem vermek, Zararlı işlerden sakınmak. Tarikat Makamları : Tevbe etmek, Mürşidin öğütlerine uymak, Temiz giyinmek, İyilik yolunda mücadele vermek, İnsana hizmet etmeyi sevmek, Haksızlıktan korkmak, Ümidi yitirmemek, İbret almak, Cömert olmak,paylaşımcı olmak, Özünü fakir görmek. Marifet Makamları : Eline-diline-beline (edep), Bencillik,kin ve nefretten uzak olmak, Perhizkarlık, Sabırlı ve kanaatkar, Utanmak(Haya), Cömertlik, İlim sahibi olmak, Hoşgörü sahibi, Özünü bilmek, Ariflik. Hakikat Makamları: Alçak gönüllü olmak, Kimsenin ayıbını görmemek, Yapabileceği hiçbir iyiliği esirgememek, Allah’ın yarattıklarını sevmek, İnsanlar arasında ayrım yapmamak, Birliğe yönelmek ve yöneltmek, Gerçeği gizlememek, Mana’yı bilmek, Sırrı öğrenmek, Allah’ın varlığına ulaşmak. Akademisyen Hüseyin Özcan Hacı Bektaş-ı Veli’’nin ‘Fatiha Tefsiri’ni, hocası Abdurrahman Güzel’in tavsiyesiyle 1989’da Tire’deki yazma eserler ile ilgili kütüphaneden bulmak ve üzerinde çalışma yapmak istemiş, maalesef bulamamış, ancak 19 sene sonra 2007 yılında Londra’da British Museum Library’de bulmuş ve daha sonra İstanbul’da Süleymaniye Kütüphanesi’nde aynı eserin başka nüshasını bulup karşılaştırmış ve bazı kelimeler dışında iki eserin hemen hemen aynı olduğunu tesbit etmiştir. Hacı Bektaş’ın Fatiha Tefsiri’nden bir fikir vermek için bazı bölümleri aktarmak istiyorum. (Sadeleştirilmiş şekliyle): “Ayrıca şöyle bil ki, her kim namazı kılmasa dini yoktur. Kendisine tesbih edilen Yüce Allah, Musa Peygambere (a.s.) münâcâtı Tur dağında verdi. İbrahim Peygambere (a.s.) mescitler ve ateş içinde verdi. Yunus Peygambere (as) münâcâtı balık karnında verdi. Yusuf Peygamber’e (a.s.) münâcâtı kuyu içinde verdi. Ve iki cihanın övüncü Muhammed Mustafa’ya (sas) münâcâtı namaz, mescitler içinde verdi. Her kim namaz kılsa, Yüce Allah ile konuşmuş gibidir, kendisinden Tanrı’ya övgüler sunar. “Hak Taâlâ altı nesneyi dost tuttu. Önce, el yıkamayı (abdest almayı), (kim) böyle yaparsa, elini neye sürse, bereketlenir. İkinci, sabır kılmayı dost tuttu (…) Üçüncüsü, sünnet ve farzı işlemeyi dost edindi. Cenneti onlara bağışladı, onları cennete atıverdi. Dördüncü, tevekkül etmeyi dost edindi. Cümle işi bitirmek için, bu, yol oldu. (…) Beşinci, şükür kılanı dost edindi. Nimet artığını ona verdi. “Bütün kitapların esası Kur’an’dır Kur’an’ın esası Fâtihâ’dır. Hz. Resulullah (sas) buyurdu: ”Hak Taâlâ Tevrat, İncil ve Zebur’da her ne anlattıysa tamamı Kur”an”dadır. Kim Fâtiha’yı doğru samimiyetle okursa İncil’i, Zebur’u, Tevrat’ı ve Kur’an’ı okumuş gibi sevap bulur.”Hacı Bektaş ile ilgili sözleri yine Hüseyin Özcan değerlendirmeleriyle bitirelim: “Gözden kaçırılmaması gereken en önemli temel unsur Hacı Bektaş-ı Veli”nin Müslüman kimliğidir. Her mutasavvıf gibi onun da asıl referans kaynakları Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerdir. Bu durumu Makâlât ve benzeri eserlerinde açıkça görmekteyiz. Hacı Bektaş-ı Veli eserlerinde konuları işlerken ilgili âyet ve hadislere sıkça yer vermiş, bu temel kaynakları kullanmıştır. Hakkında yazılan velâyetnameler incelendiğinde de onun aşk ve cezbe sahibi bir şahsiyet olduğu, Kur’an ve sünnet’e uygun bir hayat yaşadığı, bu kaynaklardaki hükümler ışığında tebliğ ve irşâd faaliyetlerinde bulunduğu açıkça görülür.” Açıkça görüleceği üzere anadoluyu islamla mayalayan Horasan erenlerinden hacı bektaşi Veli Ve öğretileri islamın ta kendisidir. Hacı Bektaşi Veli”yi sözde mürşit görüp islamdışı anlayışları ile gaflet çukuruna yuvarlananlar bir yana bu büyük islam mütefekkirine karşı kayıtsız kalınması biz müslümanlar adına büyük bir kayıptır. Ruhu şad mekanı cennet olsun’